Amerika Birleşik Devleti yönetiminin; peygamberler yurdu, ilk kıblemiz, üç semavi dinin kutsal şehri ve insanlığın ortak değeri olan Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, uluslararası hukuk açısından bütünüyle yanlış olup, bu kararla insanlık vicdanı büyük bir yara almıştır. Uşak Üniversitesi Senatosu olarak Filistin halkının yanında olduğumuzu, ABD yönetiminin kararının hükümsüz olduğunu, ilgili kararı şiddetle kınadığımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz. Konu üzerine Rektörlüğümüz tarafından 14 Aralık 2017 tarihinde, Kudüs Mihmandarı Bülent Deniz’in konuşmacı olarak yer aldığı ''Yüzyıllık İşgalin Adı: Kudüs'' başlıklı konferans gerçekleştirildi.

Üniversitemiz Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen konferansa Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Savaş, Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Ünal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Saim Savaş, protokol üyeleri, davetliler, akademik ve idari personel ile öğrencilerimiz katıldı.

Konferans, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ve ardından Kudüs Mihmandarı Bülent Deniz’in özgeçmişinin sunumuyla başladı.

Siyonist Rejimin Filistin'e girişini yasakladığı Bülent Deniz ''Yüzyıllık İşgalin Adı: Kudüs'' başlıklı konferansında Kudüs ve Filistin’in nasıl kaybedildiğini anlatarak konuşmasında şunları aktardı: “Filistin ve Kudüs şehri söz konusu olduğu zaman bu toprakların ve Anadolu insanının tepkiselliğinin ne olduğunu Pentagon, Tel Aviv, Londra, Kremlin çok iyi bilir. Bu şuur ve bilinç yüzyıllık işgalin ve hasretin bizim kodlarımıza, özlemimize ne kadar yansıdığının ifadesi, ABD’ki sarışın, mavi gözlü, küçük, ufak adamın aldığı kararı imzalamasıyla, kendini daha net ortaya koydu ve artık her şehir Kudüs-ü Şerif ve her caminin avlusu Mescid-i Aksa oldu. Onlar çılgın, imanlı Türklerin, Anadolu insanının bu intifada direnişinin, küresel intifaya, direnişe dönüşmesinden korkuyorlar. Filistinli kardeşlerimizle kucaklaşmış ve onların selamını taşıyan bir köprü olarak bugün sizlere yaşadıklarımdan bahsedeceğim. Size 1944'de İngiliz yönetimi altındaki Hayfa'da doğan Filistinli Leyla Halid’i anlatacağım. Leyla Halid'in ailesi 1948'de babalarını geride bırakarak Lübnan’a sığındı. 15 yaşında, Yunanlı Ortodoks George Habaş tarafından oluşturulan Filistin Halk Kurtuluş Örgütüne katıldı. Leyla her direnişte ön saftaydı. 25 yaşında örgüt lokalinde izlediği bir görüntüyü hiç unutmadı. Bu görüntü, Mescid-i Aksa’nın, fanatik Denis Michael Rohan tarafından bombalanması görüntüsüydü. O yıllarda İsrail Başbakanı olan Golda Meir anılarında o gün için şöyle yazmıştır: ‘O gece, İslam halklarının Yahudileri yok edeceği korkusuyla, sabaha kadar uyuyamadım.’ Ertesi sabah Birleşmiş Milletlerden sert kınama, halkı Müslüman olan devletlerden sert kınama ve sokaklarda İsrail karşıtı eylemler dışında bir şey olmadığını görünce Golda Meir ‘İsrail şimdi kazanmıştır’diyor. Mescid-i Aksa’daki görüntüyü unutamayan Leyla Halid, Filistin Direnişinin sembol ismi, 29 Ağustos 1969 günü, FKÖ üyesi Selim ile birlikte, Amerikan TWA uçağını kaçırdı. Atina’dan bindiği uçağa, ceplerinde silah ve bombalarla binerek uçuş kabinine girmiş, uçağı doğum yeri olan Filistin'in Hayfa kenti üzerinden Suriye'ye uçurarak, Şam'a iniş yaptırdı.

Uçak yere indikten sonra uçuş ekibi ve yolcuları uçaktan boşalttıktan sonra uçağın uçuş kabinini havaya uçurup Suriyeli yetkililere teslim oldular. 45 gün Suriye'de gözaltında tutulduktan sonra, iki İsrailli pilot karşılığında 31 Filistinli tutuklu ile birlikte serbest bırakıldılar. Bir röportajında, uçağı neden kaçındınız sorusuna ‘çaresiz ve kimsesiz bırakılmış bir Filistinli olarak, Mescid-i Aksa için, ümmet olarak buna nasıl sessiz kalınırdı’ cevabını vermiştir.”

Bülent Deniz, yüzyıllık hasretin sebebinin aslında İsrail olmadığını, Kudüs’ün tarihine bakınca anlayacağımızın altını çizdi. Haçlı Seferleri ile ilgili bilgiler veren Bülent Deniz  “2 temel çizgimiz var. Birincisi dini liderler, ikincisi tarihi şahsiyetler. Kudüs, Kuran’da bize kıssalarla anlatılan tüm peygamberlerimizin tevhid mücadelesini yaptıkları yerdir. Kudüs peygamberler yurdudur. Tarihi şahsiyetler, Hz. Ömer, Selahaddin-i Eyyubi, Rükneddin Arslan Baybars, Yavuz Sultan Selim Han, II. Abdülhamit Han, hepsi Kudüs için mücadele etmiştir. Ne oldu da Mescid-i Aksa’yı İngilizlere bıraktık. Bazı söylemler var. Araplar bizi arkadan vurdu. Filistinliler topraklarını sattı. Bu tür söylem ve yaklaşımlar zihnimize örülen duvarlardır. Kudüs davasını anlatmakta cümleler aciz kalıyor. Haçlı Seferlerinin amacı Kudüs’ü ele geçirmekti. Haçlılar, 15 Temmuz 1099 Cuma günü Kudüs’ü ele geçirdiler. Bakınız 15 Temmuz 2016 Cuma günü olduğu gibi.”

Peygamberimizin emaneti, Selahaddin-i Eyyubi’nin gecelerinin rüyası, Abdülhamit Han’ın davası, Kudüs için ümmetin artık ayağa kalktığına dikkat çeken Bülent Deniz “Maskeler tek tek düşüyor. Kudüs’ü ele geçiren Dünyayı ele geçiriyor. Kudüs’e hizmet eden Dünyaya hizmet etti. Selahaddin-i Eyyubi’nin, Yavuz Sultan Selim’in, Gazi 125. Alayın ne işi vardı Kudüs’de. Çünkü onlar biliyorlardı ki Kudüs’ü işgal eden dünyayı işgal eder. Kudüs’ü yöneten Dünyayı yönetir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan açıkladılar ‘Doğu Kudüs Filistin’in başkentidir.’ Kudüs yolunda güçlü olalım. Kardeş ol, Kudüs kurtulsun diyoruz. Ülkemizde öteki yok. Türk, Kürt, Arap, mezhebi ayrılıklar. Bunları bir tarafa bırakmalıyız. Bir araya gelmeli, ayak oyunlarına gelmemeliyiz. Anadolu dimdik ayakta durmak zorunda. 15 Temmuz’da hep beraber, birlik içinde ayakta kaldık. Bu ruhla devam etmeliyiz. Kardeş olmazsak, bizi Suriye, Irak gibi bölecek olan güçler var. Son olarak Kudüs’e ve Mescid-i Aksa’ya mutlaka gidelim. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.”dedi.

Konferansın sonunda Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Savaş, Kudüs Mihmandarı Bülent Deniz’e teşekkür ederek “Kudüs bizim için çok önemli. Sayın Kudüs Mihmandarı Bülent Deniz’e böylesi kritik bir dönemde, bu konferansı, yoğunluğu arasında, bizleri kırmayarak verdiği için teşekkür ediyorum. Uşak Üniversitesi olarak ilimize, halkımıza, öğrencilerimize yönelik etkinliklerimiz devam edecektir. Katılan herkese teşekkür ediyorum”.dedi.

Konferans Rektörümüz Prof. Dr. Ekrem Savaş'ın Bülent Deniz’e üniversitemizin plaketini ve teşekkür belgesi takdim etmesiyle son buldu.

fotoğraflar için tıklayınız