Uşak Üniversitesi tarafından Cumhuriyetin 100 Yılı etkinlikleri kapsamında “30 Ağustos’u Anlamak” isimli konferans düzenlendi. Uşak Üniversitesi Youtube kanalından canlı yayınlanan konferansta, Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Sarısaman, 30 Ağustos Zaferi öncesinde ve sonrasında yaşananları anlattı.
Yaptığı sunumda 30 Ağustos’a giden süreci, 30 Ağustos’ta yaşananları ve 30 Ağustos’un Türk ve dünya tarihindeki önemini ayrıntıları ile gözler önüne seren Prof. Dr. Sarısaman, “30 Ağustos’a giden süreci Sakarya Savaşı ile başlatmak gerekir. Sakarya Savaşı ile Yunan ordusu TBMM’yi ve Türk ordularını devre dışı bırakmayı hedefledi. 22 gündüz 22 gece süren savaşta Yunan komutanlar Türk ordusunu kuşatarak imha etmek istediler. Bu amaçla savaş alanının yönünü değiştirdiler. Bu savaşta Türk orduları büyük sıkıntılar yaşadı. Ancak bu sıkıntılar Mustafa Kemal Paşa’nın “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh tüm vatandır” emri ile çözüldü. Önce Yunan taarruzu kırıldı sonra da karşı taarruza geçilerek Yunan ordusu Sakarya Nehri’nin batısına atıldı. Bundan sonra yapılması gereken Yunan ordusunu Anadolu’dan atmaktı. Bu amaçla çalışmalar yapıldı. Ordu yeni bir taarruza hazırlandı. Hem insan gücü hem de cephane eksikleri giderilmeye çalışıldı. Bunun yanında diplomasi yoluyla vatanın kurtarılmasının yolları da arandı” şeklinde konuştu.
“Büyük Taarruz için yapılan tüm hazırlıklar titizlikle ve gizlilikle gerçekleştirildi”
Türk taarruzunun en önemli özelliğinin gizlilik olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sarısaman, “Büyük Taarruz için yapılan tüm hazırlıklar titizlikle ve gizlilikle gerçekleştirildi. Atatürk, savaş için yaptığı tüm çalışmaları gizli yapıyor, Ankara’da olmadığını bile düşmanlardan saklıyordu. Taarruz mevzilerine birlikler gizlice sevk edildi. Taarruz başladığında Yunanlıların aklı başına geldi. Taarruzlar, Yunan ordusu kuşatılıp imha edilecek şekilde yapıldı. Yunanlıların savunma yapmalarını engelleyecek şekilde saldırıldı. 31 Ağustos sabahı Atatürk ve komutanlar savaş meydanını gezince zaferin ne kadar büyük olduğunu gördü. Yunanlılar kaçarken önüne çıkan tüm köyleri, kasabaları yaktı. Türk askerleri yakılan köyleri, kasabaları söndürüp halkı kurtardı. Türk ordusu 1 Eylül’de Uşak’a girdi. Birer birer her yer Yunanlılardan kurtarıldı” dedi.
30 Ağustos zaferinin öneminin altını çizen Prof. Dr. Sarısaman sözlerini “30 Ağustos, Türk milletinin esir edilemeyeceğinin bilinmesi açısından anlamlıdır. Halk vatanı ve bağımsızlığı için her şeyini verdi. Bu zafer dünyadaki esir milletlere örnek oldu” diyerek tamamladı.