HABERLER
Ana Sayfa / Haberler / Üniversitemizde Kahramanlık Destanı Çanakkale Zaferi Anlatıldı
19 Mart 2022, Cumartesi
Üniversitemizde Kahramanlık Destanı Çanakkale Zaferi Anlatıldı

Uşak Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından, "18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü" programı dolayısıyla, Araştırmacı Yazar Dr. Mehmet Sılay’ın konuşmacı olarak yer aldığı "107. Yılında Unutulmaması Gereken Çanakkale Zaferi" konulu konferans düzenlendi.

Milli Mücadele ruhumuzun kaynaklarından ve kahramanlık destanlarımızdan biri olan Çanakkale Zaferi’nin gençlere tüm yönleriyle aktarıldığı konferans, Uşak Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.

Türk milletinin kaderinde bir dönüm noktası olan bu büyük zaferin, milli tarihimiz ve dünya tarihi açısından öneminin vurgulandığı konferansta Çanakkale Şehitleri de hayırla ve minnetle anıldı.

Programa, Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, Belediye Başkan Yardımcısı Av. Meral Gülmez Saçar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İsmail Hakkı Nakilcioğlu ile Prof. Dr. Murat Mustafa Öntuğ, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Filiz Çolak, dekanlar, yüksekokul ve meslek yüksekokulu müdürleriyle akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Rektör Savaş: “Şehitlerimizin iman gücünü gençlerimiz örnek almalı”

Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş açılış konuşmasında, Uşak Üniversitesi olarak gençlerin milli tarih bilincini artırmak adına bu tür etkinlikler yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini belirtti. Çanakkale şehitlerinin sahip olduğu vatan ve millet sevgisini, inanç ve iman gücünü gençlerin örnek alması gerektiğinin altını çizen Savaş, “Çanakkale Zaferi’ni, toplumun her kesimi özellikle de gençlerimiz iyi bilmeli ve ders çıkarmalıdır. Çanakkale Zaferi bir destandır. 37 bin metrekare için 250 binden fazla şehit verdik. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının öncülüğünde Batılı sömürgeci güçlere karşı büyük bir kahramanlık göstererek, bu şanlı zaferi kazandık. Savaş sırasında kahramanlarımız siperlerinden çıkarken şehit olacaklarını biliyorlardı, ama öylesine bir güç ve inançla mücadele ettiler ki tarihe ‘Çanakkale Geçilmez’ diye yazdırdılar.” dedi.

 “Asım’ın Nesli olarak başınız asla eğilmesin”

Asırlardır süren Batı saldırganlığı karşısında aziz milletimizin var olma mücadelesinin ve Çanakkale’deki bu iman dolu ruhun, bağımsızlıkları için mücadele eden halklara da örnek teşkil ettiğini aktaran Prof. Dr. Savaş şunları söyledi:

“Biz böylesine güçlü bir devletiz. Bu güç siz gençlere örnek olmalı. Çanakkale Zaferi’ndeki gücü en iyi anlatan, milli şairimiz Mehmet Akif’tir. Mehmet Akif, İstiklal Marşımız’da şu dizeleri yazmıştır:

‘Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı!

Düşün, altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı’.

Bu dizeler çok şey anlatıyor. Ülkemizin geleceği olan sizlerin büyük görevleri var. Şehitlerimize layık olmalıyız. Güçlü ve büyük Türkiye için çok çalışacak, uğraşacak ve didineceksiniz.

‘Asım’ın Nesli’ olarak başınız asla eğilmesin. Sadece secdeye giderken eğilen bir neslin evlatlarına kimse baş eğdiremez, ruhuna zincir vuramaz. Şunu herkes bilmelidir ki, bize emanet edilen bu mukaddes vatan asla sahipsiz değildir. Bu yüce medeniyetin evlatları olarak, dâhili ve harici tüm tehditlere karşı vatanımızı bugün de aynı ruhla, canımız pahasına koruyacağımıza bir kez daha hep birlikte söz veriyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Zaferimizin 107. yılını kutluyor, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”

Sılay: “Osmanlı, Almanların oldubittisiyle savaşa dahil oldu”

Araştırmacı Yazar Dr. Mehmet Sılay konferansında, Çanakkale deniz ve kara savaşlarıyla ilgili bilgi vererek, dünya tarihinde bu kadar gaddar ve orantısız bir savaşın yaşanmadığını belirtti. Sılay, konuşmasında şunları söyledi:

“O yıllarda Osmanlı, sanayi devriminde geç kalmıştı. İngiliz ve Fransızların Haçlı dayanışması ve Rusya’nın da Panislavizm politikasıyla Balkanlar’daki dört asırlık varlığımızı kaybetmiştik. Dışarıda düşman, içeride işbirlikçileriyle Osmanlı, emperyalistlerin gözünde, ölümü bekleyen bir ‘Hasta Adam’dı. Gıyaben topraklarımız da paylaşılmıştı.

Osmanlılar savaşın dışında ve tarafsız kalmak niyetindeydi. Fakat Süveyş Kanalı’nı tutan, ‘denizlerin yenilmez armadası’ olarak da şöhret bulan İngiliz Donanması’nın önünden kaçan iki Alman zırhlısının Çanakkale Boğazı önlerine gelmesiyle başladı bütün olaylar. Osmanlı Devleti’nin satın aldığı şeklinde gösterilen bu iki geminin ismi Yavuz ve Midilli olarak değiştirilip Türk sancağı çekildi.

27 Ekim 1914 günü Alman Amiral komutasında Karadeniz’e açılan ve başında bu iki zırhlının bulunduğu Osmanlı filosu Rusya’nın Odesa ve Sivastopol limanlarını bombaladı; Ruslara ait savaş ve ticaret gemilerini batırdı. Bu olay tarihte “Karadeniz Baskını” olarak kaydedildi. Osmanlı, Almanların bu oldubittisiyle tarafsızlığını kaybetmekle kalmadı, doğrudan Birinci Dünya Savaşı’na katılmış oldu.”

“Biz azim ve imanla direndik”

Bu baskın üzerine Rusya’nın 2 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti’ne karşı harp ilan ettiğini belirten Mehmet Sılay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Dışarıda kalan İngiliz zırhlıları Boğaz girişini kuşatarak ablukaya aldılar. İngiliz Savaş Kabinesi, Çanakkale’yi denizden zorlama kararı almıştı. Çanakkale Boğazı geçilecek ve Osmanlı Başkenti İstanbul işgal edilecekti. Böylece İtilaf devletlerine karşı çarpışan bütün Osmanlı cepheleri susturulacak; Rusya’ya gerekli takviye yardım yapılacak ve nihayetinde Almanlar teslime zorlanacaktı. Tam bir ay boyunca Boğaz’a yerleşen İngiliz ve Fransız harp gemilerinden tahrip gücü yüksek olan top gülleleriyle tabyalar, siperler ve mayın döşeyen teknelerimiz isabet alıyordu. Biz azim ve imanla direniyorduk. Çünkü biz vatanımızı, işgale gelenlerden korumak için çarpışıyorduk. Muhasara altındaki Boğaz’da dört ay boyunca çarpışmalar devam etti.

18 Mart Deniz Savaşı’ndan sadece on gün önce Nusret mayın tarama-döşeme gemimizle, tarihi önemi haiz bir harekât gerçekleştirdik. İngilizler deniz ve hava keşifleri yaptıkları halde bir gün önce döşenen mayınları görememiş ve bulamamışlardı. Şöhreti ‘Yenilmez Armada’ya çıkan İngiliz ve Fransız donanmaları 18 Mart Perşembe günü Çanakkale tabyalarını ağır bir bombardımana tuttular, fakat başaramadılar. İtilaf Kuvvetleri büyük kayıplar verdiler ve denizden Boğaz’ı geçemeyeceklerini gördükleri için 18 Mart bozgunuyla geri çekildiler.”

Çanakkale Şehitlerini Anma Günü etkinliği, Rektör Prof. Dr. Savaş’ın, Mehmet Sılay’a üniversitemiz plaketini takdim etmesinin ardından son buldu.

Etkinliğin ardından Rektör Savaş, Araştırmacı Yazar Mehmet Sılay’la birlikte, Uşak Üniversitesi Deri, Tekstil ve Seramik (DTS) Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni ziyaret ederek burada yapılan çalışmalar ve üretilen eserler hakkında Sılay’a bilgi verdi.