Ziraat Fakültesi tarafından “Ziraat Fakültesi ile İlkler Şehri Uşak Söyleşileri 1” adlı çevrimiçi söyleşi gerçekleştirildi. İlk bölümü yayınlanan söyleşinin konusu, “Nuri Şeker’in girişimiyle, Türkiye’nin ilk şeker fabrikasının Uşak’ta kurulması” olarak belirlendi.
Moderatörlüğünü Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Çelen’in üstlendiği online söyleşiye, Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, Nuri Şeker’in Torunu Mehmet Şeker, Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. M. Uğur Yıldırım ve Uşak Şeker Fabrikası Müdürü Ziraat Mühendisi Mehmet Zararsız katıldı.
Rektör Savaş, “Nuri Şeker’in Uşak’a kurduğu fabrikanın değerini günümüzde daha iyi anlıyoruz.”
Türkiye’deki ilk şeker fabrikasının kurucusu Nuri Şeker’in ölümünün 62. yılında anıldığı söyleşide, açılış konuşmasını Prof. Dr. Ekrem Savaş yaptı. Dünya nüfusunun ve kentleşmenin hızla artmasıyla insanların beslenmesinin öneminin arttığına dikkat çeken Savaş, “Özellikle, güvenli gıda üretimi toplumlarda sosyal ve ekonomik açıdan ön plana çıkmaktadır. Bugün ülkemizde 500 bin çiftçi şeker pancarı tarımı yapmaktadır. Ayrıca şeker pancarı tarımı, tarımsal sanayi, işlenmiş temel gıda ürünleri ve istihdam gibi değişik konularla bir bütünlük teşkil etmektedir. Türkiye'nin ilk sanayi kuruluşu olan Uşak Şeker Fabrikasının kuruluşu Nuri Şeker beyefendinin öncülüğünde gerçekleşmiştir. Şeker’in, Kırım’dan başlayan hayat hikâyesi, en son Uşak’ta son bulmuş ve Nuri bey pek çok farklı sektörde çalışmalar yapmış, Ancak onun temel uğraşısı hep tarım olmuştur. Avrupa’dan getirdiği pancar tohumlarını, Uşak’ta yetiştirmiş ve 1926 yılında ilk şeker fabrikasını Türkiye’ye kazandırılmasını sağlamıştır. Buradan bakıldığında Nuri beyin ne kadar güçlü vizyona sahip olduğunu bugün daha iyi görmekteyiz. Uşak’ımıza katkılar sağlayan değerlerimizi, bizden sonraki nesillere aktarabilmek adına bugün bu söyleşiyi düzenledik. İnşallah bundan sonraki dönemlerde de, Nuri Şeker’i her ölüm yıl dönümünde anmak ve aynı zamanda Uşak’ımızın yetiştirmiş olduğu değerleri öğrencilerimize tanıtmak amacıyla bu söyleşilerimize devam edeceğiz. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.” dedi.
Açılış konuşmasının ardından Uşak Şeker Fabrikası Müdürü Ziraat Mühendisi Mehmet Zararsız, Uşak Şeker Fabrikası hakkında bazı güncel verileri paylaştı. Zararsız; “Şeker fabrikası günde 1800 ton kapasiteyle pancar işlemektedir. 2021 kampanya dönemimizde pandemiye rağmen 600 çalışanımız ve 2000 üreticimizle birlikte hiçbir aksaklığa yer vermeden fabrikamızı çalıştırdık. Bu yıl 150 gün çalışarak son 37 yılın en uzun çalışma süresine ulaştık. Ayrıca fabrikamızın son 16 yıldaki en fazla şeker üretimine ulaştık. Bununla birlikte son 20 yılın en yüksek pancarı olan 233 bin 700 ton pancarı tesisimizde işledik. Fabrikamız 2021-2022 kampanya dönemi için çalışmalara başlamıştır.” ifadelerine yer verdi.
Türkiye Şeker Üretiminde 4. Sırada
Fabrikanın güncel verilerinin paylaşılmasının ardından Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. M. Uğur Yıldırım, şeker pancarının önemi hakkında bilgiler paylaştı. Yıldırım: “Dünyada şeker üretimi kişi başına yılda 22 kilodur. Bu bakımdan şeker üretimini ekonomik anlamda ciddi bir yer tutmaktadır. Türkiye şeker üretiminde dünyada 13. sırada, Avrupa’da ise Rusya, Fransa ve Almanya’nın ardından 4. sıradadır. Türkiye’de kurulan şeker fabrikalarının, şeker ihtiyacını karşılamasının yanında tarım ve dolayısıyla da çiftçiyi kalkındırma gibi bir amacı vardır. Bu anlamda şeker pancarı üretimi ülkemizin tarım ekonomisinde ciddi bir rol oynamaktadır. Pancar tarımının gelişmesi sonucu şeker üretimi önemli derecede artmıştır. Bunun yanı sıra şeker pancarı yalnız sanayi ham maddesi değil besi hayvancılığında çok kıymetli bir gıda ürünü olmuştur.” dedi.
Helvacılıktan Türkiye’nin İlk Şeker Fabrikasına
Katılımcıların konuşmalarının ardından, Nuri Şeker’in torunu Mehmet Şeker Uşak Şeker Fabrikası’nın kuruluş hikâyesini anlattı. Şeker, “Fabrikanın kurulma hikâyesi çok derinlere gider. Geçmişi şöyle bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçirecek olursam, rahmetli dedemin şeker pancarı ile tanışması 1900 yılların başında oluyor. O dönemde dedem pancar tohumunu temin ettikten sonra, iki sene bekletip tohumları çoğaltıyor. Bu tohumları çoğalttıktan sonra elde ettiği pancarlarla mutfak rendesinde rendeleyip ve sonra kaynatarak kirli şerbeti elde ediyor. Büyüklerimiz Kırım’dan geldiğimizi bahsetmişlerdi. Çok farklı sektörlerde işleri yapan bir aile olarak, reçberlik, büyük ve küçükbaş hayvancılık, haşhaş yağcılığı, susamcılık, halıcılık ve ziraatle ilgili bütün her şeyi yaptık. Bunların arasında helvacılık da var. Helva üretmek için şerbet gerekiyor ve dedem bunun için kirli şerbetin nasıl temizleneceğini düşündüğü zaman, işin içine kimyanın girdiğini görüyor. Kimya üzerinde araştırma yapıyor ve şerbete kireç kaymağı ile muamele yapıp, içindeki kirli posaları çıkartıp, beyaz şerbet elde ediyor. Şerbeti elde ettikten sonra da, tabi ki de bunlar 1905 ve 1907 yılarında oluyor, köpük helva için kullanılan çövenin suyu ile muamele yapıp pancar şerbetinden köpük helvayı yapıyor. Daha sonra dedem köpük helvasını alıp Uşak’ın eşrafına dolaşarak satıyor. Buradan kazandığı parayla kuracağı fabrikanın alt yapısını hazırlıyor. 1920’lere doğru Osmanlı’nın son dönemindeki ekonomik durumu belli olduğu için kendini bunu üzerinde deneylerle yetiştirmeye ve şirket kuruluşu alt yapılarını hazırlamaya başlıyor. Ne zaman Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları yurdumuzu düşman işgalinden kurtarıyor, dedem de fabrika açabilmek için Atatürk’ün yanına gitmeye karar veriyor, randevu alarak, “Paşam müsaade ederseniz, ben Uşak’ta bir şeker fabrikası kurmak istiyorum.” diye ilk hamlesini yapıyor. Atatürk bulunduğu siyasi ve ekonomik durumda, 70 yaşında karşısına gelen bir köylünün, bu talebine şaşkınlıkla bakakalmış ve şu sözleri söylemiş: “Nuri bey sen ne dediğinin farkında mısın? ülke yamalı bohça gibi neresini kapatacağımızı bilmiyorum. Sen gelmişsin bende milyonlar istiyorsun, bir de ben buna tek başıma nasıl evet diyeyim. Buna ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi karar verir” diye cevap vermiş. Rahmetli dedem, ‘Paşam siz müşteri olun, ben sizden para istemeye gelmedim, icazet almaya geldim. Benim takıldığım yerde, bana yardımcı olursanız, ben de size Türkiye’nin ilk şekerini tattıracağım.” deyince Atatürk; “hay hay” demiş ve oturup sohbet etmişler. Dedem daha sonra fabrikasını kurarak ülke için şeker üretmeye başlamış.” şeklinde konuştu.
Mehmet Şeker, “Uşak Üniversitesi olarak böyle bir konuyu gündeme getirerek; yapılan iyilikleri, dedemin ülke ekonomisine olarak yaptığı katkıları hatırlattıkları için minnet duyuyorum, üniversitemize, Rektörümüz Ekrem Savaş beye ve Prof. Dr. M. Fatih Çelen beye çok teşekkür ediyorum. Katılımcı arkadaşlara saygılar ve başarılar diliyorum.” dedi.
Katılımcılardan gelen soruların cevaplandırıldığı etkinlik, soruların cevaplanmasının ardından son buldu.