Değerli Araştırmacımız,
Dünyada gelişen teknoloji, yatırımlar, teşvikler ve araştırmalar ile yenilenebilir enerji payı her geçen yıl artıyor. Buna göre tüm dünyada 2020 yılının ilk çeyreğinde, tüm sektörlerde küresel yenilenebilir enerji kullanımı 2019'un ilk çeyreğine göre yaklaşık %1,5 arttı. Türkiye’de ise, mevsimsel ve iklimsel koşullara bağlı olmakla birlikte, 2019 Eylül itibariyle elektriğin yaklaşık %55’i fosil kaynaklardan elde edilirken geri kalan %45’i ise yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edildi.
Yenilenebilir kaynaklar içinde verimlilik ve sürdürülebilirlik açısından en ekonomik olanı jeotermal kaynaklar. Gelişen teknolojiye bağlı olarak jeotermal kaynakların günümüzde hayli yaygın ve çeşitli kullanım alanları var. Bu kapsamda ya doğrudan ya da elektrik üretiminde dolaylı yoldan kullanılan jeotermal akışkanlar özellikle ısıtmada, endüstriyel uygulamalarda, kimyasal madde üretiminde ve elektrik üretiminde kullanılıyor.
Türkiye’de de yenilenebilir enerji kaynakları ve dolayısıyla jeotermal kaynakların değerlendirilmesine yönelik eğilim son yıllarda hızla arttı. Akademik alanda yapılan jeolojik çalışmalar da jeotermal kaynakların ülke ekonomisi açısından son derece önemli olduğunu ortaya koyuyor. Günümüzde jeotermal sistemlerdeki kaynaklar çoğunluğu Batı Anadolu Bölgesi’nde yer almak üzere Türkiye’nin her yanına dağılmış durumda. Aralık 2021 tarihi itibariyle Türkiye’de 63 adet jeotermal enerji santral ünitesi var, kurulu güç kapasitesi ise 1.650 MWe. Şu anda Türkiye jeotermal kurulu güç kapasitesi ile dünyada 4’üncü sırada. Jeotermal kaynakların direkt kullanımı göz önüne alındığında (ısı pompaları dışında) ise Türkiye Çin’den sonra dünyada ikinci. Dünya çapında jeotermal kaynakların en önemli uygulamalarından bazıları (jeotermal seracılık, meyve kurutma, akışkandan CO2 eldesi, kentsel ısıtma ve soğutma) Türkiye’de gerçekleştiriliyor. Tüm bu veriler ve jeotermal kaynakların önemi doğrultusunda, TÜBİTAK tarafından yayımlanan the Turkish Journal of Earth Sciences’ın “Sürdürülebilir Kalkınma İçin Jeotermal Enerji” konulu bir özel sayısı yayımlandı. Bu sayıda, jeotermal kaynaklara ilişkin dünyadaki gelişmeler, CO2’nin yer altına enjeksiyonu, jeotermal akışkanın farklı kullanımları (tarım, turizm, sağlık vb), jeotermal sistemlerde mineral kazanımı, kızgın kuru kaya teknolojileri ve önemi, jeotermal kaynakların kullanımının dünyadaki fosil yakıtlardan kaynaklanan CO2’nin azaltılmasındaki rolüne ilişkin öngörüler gibi konuları içeren özgün çalışmalar yayımlandı. Yayımlanan veriler aynı zamanda 8 Aralık 2021'de çevrimiçi olarak düzenlenecek “International Workshop on Geothermal Energy for Sustainable Development” GeoESD2021” adlı çalıştayda sunulacak. Çalıştay, katılımcılar arasında işbirliğini geliştirmeyi, jeotermal alanda önümüzdeki on yıl boyunca öngörülen gelişmeleri irdelemeyi, jeotermal kaynakların karbondioksit tüketiminin azaltılmasındaki etkisini tartışmayı ve kullanımını teşvik etmeyi amaçlıyor.
Söz konusu çalıştaya ilişkin bilgilere https://geoesd2021.tubitak.
Saygılarımızla
TÜBİTAK - ULAKBİM